Çoruh Postası

Vali Yılmaz Doruk’a Yapılan Eleştirilere Katılmıyorum

Geçtiğimiz gün katıldığım tv programında bir çok konuyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulunma fırsatı bulduk. Programa katılan gazeteci arkadaşlarım kendi çerçevelerinden bir çok konuda önemli açıklamalarda bulundular. Katıldıklarım oldu, katılmadıklarım oldu. Bazısına orada cevap verme fırsatı buldum bazısına ise zaman yetersizliği sebebiyle cevap veremedim. Özellikle cevap vermek isteyip, sözlerimi tam anlamıyla ifade edecek sürem olmadığı için cevap veremediğim birkaç konu olmuştu. Buradan cevaplandırmak istiyorum.

Artvin Valisi Yılmaz Doruk’un iletişim ile ilgili sorunlarının bulunduğu yönünde bir takım cümleler kurulurken, vali beyin başarısız olduğuna dayalı da cümleler kuruldu. Aynı şekilde DSİ 26.Bölge Müdürlüğü ile de bir takım eleştiriler yapıldı ancak bu eleştirilerin bir bölümüne cevap verebilmiştim fakat burada da bu iki konuda açıklama yapmak istiyorum.

Vali Doruk, Artvin’e İz Bırakmıştır

Valiler ilimizin en üst düzeyde mülki idare amiri oldukları her konuda üstün yetkilere sahip oldukları anlamlara gelmez. Sonuçta yapabilecekleri de bir yere kadar sınırlı durumdadır. Artvin Valisi Yılmaz Doruk ilimize atandığı dönemde belki süre olarak uzun süre kalmış olsa da bence çokta tüm meziyetlerini gösterebilme fırsatı bulmuş değildir. Vali beyin mesaisinin büyük bir bölümünü pandemi süreci ile Yusufeli Barajı ve bu baraj nedeniyle sular altında kalacak olan Yusufeli ilçe merkezinin yeni yerleşim yerine taşınma süreci harcamak sorunda kalmıştır. Son dönemlerde de ülkemizin yaşadığı en büyük iki deprem felaketi ve felaketin ardından da deprem bölgesinde görevlendirilmesi de mesai yoğunluğunu arttırmıştır. Bütün bunlar ışığında baktığımızda Artvin Valisi Doruk’un başarısız olduğuna dayalı cümlelere çok fazla katılmıyorum. Öncelikle iletişim noktasında kapalı olduğuna dayalı eleştirileri anlamıyorum. Vali bey oldukça iletişime açık ve herkesle de rahatlıkla görüşebilen ve de eleştirilere açıkta bir insandır. Kendisine bir yanlış anlamadan dolayı aceleci davranarak hızlı bir şekilde ve de çok da haklı olmamama rağmen yaptığım eleştirileri de anlayışla karşılamış ve daha fazla benimle iletişim halinde olmuştur. Vali Doruk’u bir Koordinasyon Kurulu Toplantısında basına soru sordurmadı diye topyekün iletişimi eksik gibi değerlendirmeyi çok haklı görmediğimi programda da ilettim ancak burada da belirteyim çok haklı görmüyorum.

Gelelim iz bırakma noktasına. Vali Yılmaz Doruk, bence ilimize ciddi katkılar sağlamıştır. Özellikle turizm noktasında yaptıkları ve de bu ilin tanıtımına sağladığı çok önemli katkılar unutulmamalıdır. Vali Yılmaz Doruk’un turizm vizyonumuzu geliştirmeye yönelik çalışmaları gelecekte övgüyle söz edilecektir. Bugün belki yeterince fark edilemiyor olabilir ama bütün bunlar gelecekte çok daha iyi algılanacaktır. İbrikli Marina, Artvin Kaledibi Marina gibi büyük eserlerin yanı sıra Artvin’in yöresel ürünleri ve Artvin Markasını ön plana çıkarıcı önemli çalışmalarını yazmakla bitiremeyiz. Bu sebeple ben Vali Doruk’a haksızlık yapıldığını düşünüyorum.

Yusufeli’nin yeni yerleşim yerine taşınması sürecinde de üzerine düşen görevleri yerine getirmekle birlikte hem devleti hem de Yusufeli halkını koruma noktasında önemli gayretler göstermiştir. Mutlaka süreçte eksikler yaşanmış olabilir ancak süreci en az hasarla geçirebilmek için bence başarılı çalışmalara imza atmıştır. Bu noktada Sayın Valimizin gayretleri takdire değer bir durumdur. Mutlak surette yüzde yüz memnuniyet hiçbir vali için olamayacağı gibi Yılmaz Doruk içinde olacaktır. Genel anlamda baktığımızda Vali Doruk başarılı valiler arasındadır. Belki kısa bir süre içerisinde ataması çıkacaktır ancak Artvin’den gittiğinde de asla unutulmayacaktır.

DSİ’nin Bu İle Büyük Hizmetleri Vardır ve Tokalak’da Bu İl İçin Risk Alan Bir İsimdir

Devlet Su İşleri 26.Bölge Müdürlüğü ile ilgili de programda DSİ ile ilgili de bir takım eleştiriler yapıldı ve savunma yaptım. Belki bir gazetecinin kurumları savunması alışılagelmiş bir hareket olmayabilir ancak doğruya doğru demek durumundayız. DSİ 26.Bölge Müdürlüğü’nün bu ilde önemli yatırımları gerçekleştirilmiştir. Bir başka yazımda biraz daha ayrıntıya gireceğim ancak bir Çoruh Park’ın son hali sebebiyle vur abalıya misali DSİ’yi suçlamak doğru değildir. DSİ’nin bu ile eser bırakabilmek için bir çok riskler alınmış ve bence ilimize kıymeti bilinmesi gereken çok önemli bir eser bırakılmıştır. Ve süreçte doğru yapılarak belediyeye devri yapılmış fakat sonrasında maalesef Belediye Başkanı değişimi sonrasında Çevre Şehircilik Bakanlığı’na devredilmiş ve hak ettiği değeri görememiştir. Burada suçlu DSİ olamaz. DSİ üzerine düşen görevi yerine getirmiştir. Bugün kendi yaptığı esere sahip çıkmak isteyen bir kurum ve bu kurumun idari amiri Celal Tokalak bulunmaktadır. Bu bence alkışlanması gereken bir harekettir. Burada Celal Tokalak’a da kısa bir parantez açacağım ve sonrasında bu parantezi bir başka yazımda genişleteceğim. Sayın Tokalak belki de Çoruh Park’ı yeniden devir almak isteyerek görevi dahilinde fazla da sorumluluk almaktadır. Ancak bence bu alkışa değer bir harekettir. Çoruh Park’ın virane haline kim olsa üzülmez. Tabi ki en doğaldır ki DSİ kendi eserine sahip çıkacaktır. Ben buradan umarım gerçekleşir de Çoruh Park doğru ellere yeniden geçer diyerek Sayın Bölge Müdürü Tokalak’a teşekkür etmek istiyorum. Bir satırda DSİ’ye belirtmek istiyorum. Gerçekten bu ile büyük eserler bırakılmıştır, bu kurum tarafından. Yusufeli’nde yapılanlar haydi mecburi denilebilir ancak bir çok yerde çok güzel hizmetler yapılmıştır. Bir Arhavi, bir Murgul bunlara en basit örneklerdir. Bütçesi oranında çok başarılı çalışmalara imza atan DSİ Bölge Müdürlüğü’ne teşekkür etmek gerek. Öyle kurumlar görüyorum ki hiç risk almazken, DSİ Bölge Müdürlüğü risk alabiliyor ve bu ile eser bırakmaya gayret gösteriyor. Bunu yapan kuruluş eleştirilmez, tebrik edilir.

DSİ ile ilgili değerlendirmelerim bir sonraki yazımda sürecektir.