GERÇEKTEN ÇOK ACINACAK BİR MUHALEFET ANLAYIŞI VAR
Seçim bitti ve 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan tekrar seçimi kazandı. Cumhur ittifakı TBMM çoğunluğunu sağlayacak bir sonuç elde etti.
GERÇEKTEN ÇOK ACINACAK BİR MUHALEFET ANLAYIŞI VAR
Seçim bitti ve 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan tekrar seçimi kazandı. Cumhur ittifakı TBMM çoğunluğunu sağlayacak bir sonuç elde etti.
Seçimden bir ay önce seçimi kazanmış gibi önüne geleni tehdit eden muhalefet cenahı seçimi kaybedince bu seferde yine karşı tarafı suçluyor.
Hakaretler, aşağılamalar, küfürler kırıla gidiyor.
Sanki kendileri siyaseten çok akıllı ve bilgili Kılıçdaroğlu'na oy vermeyenler ise siyaset cahili...
İşin ilginç yanı daha önce de ifâde ettiğim gibi ülkemizde ve dünyada biraz okul okumuş ve varlık sahibi olmuş herkes kendini siyaset dehası olarak kabul ediyor. Hatta siyasi konularda televizyonların haberlerini izlemek dışında hiçbir bilgisi olmasa bile belli bir partiye mensup olmanın kendisini aydın, ilerici yapacağına inananlar bile var.
Oysa siyaset de tıpkı Hukuk, İktisat, sosyoloji gibi teorik ve pratik yönleri olan normatif bilim dalıdır. Hatta ülkelerin ve devletlerin nasıl yöneltildiği konusunda üniversite kitaplarında yazmayan özel bilgilere sahip olmak zorundasınız.
Bu nedenle eğer bu alanda ihtisas ve özel araştırmalar yapmamışsanız başka alanlarda doktora dahi yapmış olsanız siyaset alanında " dağdaki çobandan " bir farkınız olmaz.
Yine işin komik yanı Erdoğan'a oy verenleri sürekli aşağılayan bu kesimler sanki kaybeden kendileri değil de karşı tarafmış gibi bir psikoloji içinde; " Bre cahiller şimdi yandınız, aç kalacaksınız, perişan olacaksınız " korku saçan tehditler havada uçuşuyor.
Sanki seçimi kendileri için değilde onlar için kazanmak istiyormuşlar gibi bir hava içindeler ki bu da büyük bir riyakârlık... Herkesin tercihi kendini ilgilendirir ve herkes kendi tercihinin sorumluluklarına katlanır. Bunun içinde başkalarından akıl ve nasihat almak zorunda değildir.
Daha önce de ifâde ettiğim gibi biraz para kazanan, zenginleşen, makam mevki sahibi olan bazı kesimler kendilerini dünya vatandaşı olarak görmeye başladılar.
Herşeyi maddiyat ve daha lüks bir hayat içinde yaşamak olarak gören bu kesimler doğal olarak Milletimizi anlamıyor.
Milletimiz Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği tam bağımsızlık rotasında güçlü ve önder bir Türkiye Cumhuriyetinin hedeflemesini ve buna uygun bir siyaset yapılmasını istiyor.
Buna karşın halkın karşışına çıka çıka bir " patetes soğan " muhalefeti çıkıyor. Emperyalist Batının güdümünde siyaset yapmayı hedefleyen ve toplumu aç kalmakla korkutan bir " patates soğan " muhalefeti...
Türk Milletinin çoğunluğunun böylesine garabet bir muhalefet zihniyetine prim tanımaması son derece normal ve saygıdeğer bir tavırdır.
0 Yorum