MEHMET AKKUŞ İLE DİLBİLİMİ ÜZERİNE KONUŞTUK
Artvin Çoruh Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Akkuş ile Dilbilimi üzerine konuştuk. Bizlere zaman ayırdığı için kıymetli hocam Mehmet Akkuş'a teşekkür ediyorum. - Yağmur Çetin
Fotoğraf. İran’da alan araştırmasında Halaçça konuşulan Şaneg köyünde
Sayın Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Akkuş Artvin Çoruh Üniversitesinin en genç akademisyenlerinden birisisiniz öğrencilerinizin sizin hakkınızda merak ettiği çok şey vardır elbette, öncelikle ben de bir öğrenciniz olarak bizlere vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Ben sizi çok iyi tanıyorum ve takip ediyorum ama bir de kendinizi okurlar, genç araştırmacılar ve öğrencileriniz için kısaca tanıtır mısınız?
-Merhaba Yağmur, öncelikle uzmanlık alanım olan dilbilim ve (Tehlike altındaki) dillerle ilgili bu röportaj teklifi için teşekkür ederim. Ben Mehmet Akkuş. AÇÜ’de doktor öğretim üyesiyim. Lisansüstü eğitimimi ODTÜ’de aldım. Şimdi de ikinci doktora tezimi Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları alanında yapmaktayım. Dilbilim uzmanlık alanım, daha önce de belirttiğim gibi.
Öğrencilik hayatınızdan sonra dilbilime geçişinizin hikâyesi nedir?
Dilbilime yüksek lisans için ODTÜ’de eğitimime başladığımda aldığım dersler ve hocaların etkisiyle geçtim. Burada ODTÜ’den akademik danışmanım Prof. Dr. Çiğdem Sağın Şimşek ve o dönemler ODTÜ’de dersler veren Alman dilbilimci Prof. Dr. Jochen Rehbein’ın üzerimdeki etkilerini özellikle belirtmem gerekir.
Dilbilim çalışmaları denince akla ilk olarak sözlükbilim, söylem, metin, toplumdilbilim gibi genel konular gelirken sizin çalışmalarınız tehlike altındaki diller ve ağızlar bağlamında saha araştırmalarına dayanıyor. Örneğin İran’da Kum ve Merkezi vilayetlerinde konuşulan Halaç Türklerinin konuştuğu Halaçça ile ilgili son zamanlarda yayımlamış olduğunuz kayıtlar ve çalışmalar var. Unutulmaya yüz tutmuş dilleri ve böyle çeşitli içeriklere sizi yönelten ilhamı nereden buluyorsunuz?
-Dil insanın bir ürünü ve sadece insana özgü bir iletişim dizgesi. Bu yüzden insana “dokunmak” gerekiyor. Bireysel olarak da insana dokunmayı çok önemsiyorum. Aynı zamanda uzmanlık alanımın insanlığın kültürel ve beşeri hafızasının korunmasına hizmet etmesini çok ama çok önemli bir vazife olarak görüyorum. İşgüzarlık mı yapıyorum bilmiyorum ancak insani bir görev gibi addediyorum tehlike altındaki dilleri çalışmayı. İlhamım genel olarak bu, diyebilirim.
Fotoğraf: Ardanuç’ta Lomca konuşan yurttaşlarla alan araştırması sırasında
Dilbilimsel araştırmalarınız sürecinde yaşadığınız ve sizi etkileyen bir durum, duygu, anı anlatabilir misiniz?
-İran’da Halaç köylerini gezerken bir gün Farsçada Edare-i Emakin denilen polis tarafından arandım ve sorgulanmak üzere davet edildim. Bana neden İran’daki Halaççayı araştırdığımı, bu verileri ne yapacağımı sordular. Ben de dilbilimci olduğumu, yok olan bu dili gelecek kuşaklara aktarmak üzere kaydettiğimi ve sadece 40 bin insanın konuştuğu bu dilden korkulmaması gerektiğini belirttim. Bir dilbilimci olarak kendimle en çok gurur duyduğum anım budur. Dil insanın bir ürünü ve sadece insana özgü bir iletişim dizgesi.
Sizin arkanızdan gelecek dilbilimci akademisyenler veya öğrencileriniz için alanyazında hangi eksikliklere işaret etmek istersiniz?
-Türkiye’de konuşulan tüm diller araştırılmaya çok açık. Eminim ki, bu alanda çalışmaya teşne birçok araştırmacı ve öğrenci var. Örneğin benim AÇÜ İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyan Hemşinli bir öğrencim şimdi annesinin dilini çalışıyor. Çok da keyifle bu dil hakkında çalıştığını gözlemliyorum. Bu durum, zannımca, gelecek için ülkemizin dil çeşitliliği için de umut verici.
Dilbilim sizce diğer bilim alanlarıyla ilişkili mi yoksa onların küçük bir parçası mı? Disiplinlerarası çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Dil insanla ilişkili olduğu için dili inceleyen dilbilim insanla ilgili psikoloji, sosyoloji, edebiyat ve hatta kendisi de bir dil olan matematikle içli dışlıdır. Bu nedenle hem disiplinlerarası (interdisciplinary) hem çokdisiplinli (multidisciplinary) olmak zorunda. Fakültemizde matematik doktoru İbrahim Gökcan beyle matematik ve ağız çalışmalarını birleştiren ve Türk Dünyası Dergisi tarafından yayıma kabul edilen bir makale yazdık örneğin. Bu dilbilimin disiplinlerarası çalışmaya ne kadar açık olduğuna tek başına kanıt bence.
Çalışmalarınızı takip ettiğimde İran’da ve çeşitli yerlerde de araştırmalarınız var. Teknolojiyi de bu bağlamda çok iyi kullanıyorsunuz. Şu anda çalışmalarını özellikle takip ettiğiniz yerli ya da yabancı birileri var mı?
-Düşünceleriniz için teşekkür ederim. Elbette var. İngiltere’de Prof. Dr. Li Wei ve Hollanda’da doktora tezimde de yardımcı danışmanım olan Prof. Dr. Ad Backus. Lazca üzerine ise Boğaziçi Üniversitesinden Prof. Dr. Balkız Öztürk’ü ve öğrencilerini takip ediyorum.
“Türkiye’de dilbilim…” denilse cümleyi nasıl tamamlarsınız?
-… emekleme aşamasından koşma aşamasına geçerek her geçen gün toplumsal önemini artırıyor.”
Mehmet Hocam peki Türk dilbilimi hakkında sizin için hayal olan yapmak istediğiniz bir çalışma var mı?
- Hayal ise cömert davranabilirim sanırım: Türk dilbilimini dünya standartlarına çıkartmak için uluslararası anlamda yetkin ve tanınan bir “Dilbilim Enstitüsü” kurmak en büyük hayalim.
Saha araştırmalarında sizi oldukça aktif görüyorum dilbilimi sahada mı çalışılmalı ve sizin saha araştırmalarınızda kullandığınız metotlar nelerdir? Bizimle paylaşır mısınız?
- Dilbilimin bir teorik (kuramsal) boyutu var. Bunun yanında uygulamalı (applied) bir bölümü de var. Daha önce de belirttiğim gibi, dil insana dokunmayı gerektirir. Teoriyi oluşturmak için de insanla alanda iletişimde olmak önemli. Alan araştırmasında ben tehlike altındaki dilleri çalıştığım için dil belgelemesi üzerine odaklanıyorum daha çok. Kayıtlar alıyorum ve etik izinlerden ve onamlardan sonra toplumsal farkındalığı artırmak için sosyal medya platformalarında da zaman zaman paylaşımlar yapıyorum. Toplumsal bir sorumluluk olarak görüyorum tehlike altındaki diller hakkında yayın yapmayı.
Saha araştırmalarınızda başınızdan geçen etkileyici yahut sizi şaşırtan bir olay yaşandı mı?
- Dil verisi derlemek için gittiğimiz yerlerde bazen çaldığımız kapılar suratımıza kapanabiliyor. Bu gibi durumla İran’da ve Rize’de nadiren de olsa karşılaştım. İnsanlar bazen tedirgin oluyor. Sorguluyorlar haklı olarak insanlar. Güven oluştuktan sonra sorun olmuyor. İletişim becerileri önemli bu noktada. Yukarıda anlattığım İran’da karakola davet edilmem ilginç bir tecrübeydi benim için.
Artvin’de bulunduğunuz süreç boyunca Lomca, Hemşince gibi dilleri duydunuz mu? Hakkında çalışmanız var mı? Ve bu dillerden aklınızda kalan dikkatinizi çeken kelimeler oldu mu? -örneğin Benim sıkça duyduğum co (oğlan) kelimesi oldu Artvin halkında cümle sonlarında bile nokta olarak co ile tamamlandığına sıkça rastladım: -Ne yapaysun co?, Gidak da halledek şu işi co! gibi ve son olarak online dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz öğrencilerinize bu süreçte katkı sağlayacağını düşündüğünüz bir öneriniz var mı?
-Tabii! TÜBİTAK tarafından 3501 Kariyer Geliştirme Projesi olarak desteklenmeye hak kazanan yürütücüsü olduğum 221K226 nolu projem tam da bu dillerin toplumsal alanlarda ne kadar kullanıldığını araştırıyor. Lomca bazı sözcükler derledik alan araştırmasında örneğin. Gizli dil olarak kullanıyorlar bu sözcükleri kendilerinin söylemiyle. Genle! Lomcada Gité demek örneğin. Bu tür sözcükleri sadece kendi aralarında kullanıyorlar. Çevrimiçi eğitim sırasında yarıyıl sınavı için ödev olarak öğrencilerime yaşadıkları bölgelerdeki diller veya Türkiye Türkçesi ağızlarından dil verisi kaydedip uluslararası fonetik alfabesi ile bu kayıtları yazıya geçirmelerini istedim. Böylece alan araştırmasını tecrübe etmelerini istedim. Filoloji öğrencileri olarak iyi bir uygulamalı eğitim olduğu kanaatindeyim. Senin de bu ödev kapsamında Artvin Gürcücesi sözcük dokümantasyonun dikkat çekiciydi. Bu yeterlikleri geliştirmek alan gereği çok önemli diye düşünüyorum. Toplumsal olarak önemli bir konu olan dil ile ilgilendiğiniz için ayrıca teşekkür ederim.
Benzer Haberler
Yaşar Yilmaz: Seyitler Bölgesindeki Yurt Çevresi ışıklanacak, bank ve kamelyalar konulacak
ARHAVİLİ ÖĞRENCİLER BÖLGE BİRİNCİSİ
HOPA TSO, AÇÜ TTO İLE İŞBİRLİĞİ ROTOKOLÜ İMZALADI
ARTVİN’DE ATASÖZÜ VE DEYİMLER SERGİSİ
EĞİTİM - KARİYER UZMANI İSMAİL YOLCU ARTVİN FEN LİSESİNDE
AÇÜ-CİZZAK ÜNİVERSİTESİ İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI
KEMALPAŞA’DA İL BİRİNCİSİ ÖĞRENCİDEN CENGİZ’E ZİYARET
KARNEDE 7 DOĞRU YAKLAŞIM ÖNERİSİ!